Auguste Rodin'in başka bir yapıtı. Yunan mitolojisindeki Danaid'lerden esinlenmiş sanatçı. Danaidler Danausun kızlarına verilen ad. Danausun 50 kızı Aegyptus'un 50 oğlu ile evlenmeye zorlanır. Danaus gizlice kızlarına evlilik gecesi kocalarını öldürmelerini emreder. 49'u kocasını öldürür ama 1 kız kocası bekaretine saygı duyduğu için kocasını öldürmez. Kocasını öldürenleri duyan hades çok sinirlenir ve 49'una sonsuza kadar göle su taşıma cezası verir. Bu heykelde Auguste'nin gözünden bir nevi kadını anlatıyor.
30 Aralık 2012 Pazar
Düşünen Adam.
Bakırköy sinir hastalıklarında bulunan Düşünen Adam heykeli orjinali Paris'te bulunan Rodin müzesinde sergilenen Auguste Rodin heykelinin bir kopyasıdır. Dünyada bir çok yer heykelin kopyasının üniversitelerde sergilenmesinin aksine bizde deliler hastanesinde sergilenmesi çok düşünmeyin sizde delirirsiniz mesajını mı yoksa asıl düşünenler deli diye nitelendirdiğiniz insanlardır mesajımı olduğu çözülememiştir. Heykelin yapılma öyküsü başhekim Fahri Celal Göktulga 1953 yılında bir dergide heykelin fotoğrafını görmüş ve heykelin yapımı için orada yatan hastalardan heykeltıraş Kemal Künmat’a ricada bulunmuş. Künmat heykeli yapmaya başlamış ama sonrasında heykeli tamamlamak için 40 bin tl para istemiş, heykel için ödenek bulunamayınca Künmat heykeli kolsuz bırakıp gitmiş. 6 ay kolsuz kalan heykel tedavi için hastaneye yatan Yüzbaşı Mehmet Pişdaş'a heykeli bitirirseniz hastaneden çıkarsınız teminatıyla yüzbaşı tarafından bitirilmiş. Yüzbaşı, heykeli tamamladıktan sonra gerçekten taburcu edilmiş. O dönemde heykelden çok gazetecileri bir düşünce almış. ‘Neden düşünen adam heykeli dikildiği’ sorgulanmaya başlanmış. Bayülkem gülerek gazetecilere, “Hastane dışındakilerin durumu içerdekilerden daha kötü. Bu heykel onların durumu ne olacak diye düşünüyor.” yanıtını verdiğini söylenir.
Ayrıca Auguste Rodin Düşünen adam heykeli için 10 yıl gibi hazırlık süresininden geçmiştir. Heykeltraş Dante'den etkilenmiştir. Heykelin sağ elini sol dizine koyarak düşünmesi hem kişi için hemde sanatçı için zor bir pozisyondur.
29 Aralık 2012 Cumartesi
The Life of David Gale
“İstekleriniz doğrultusunda yaşamak sizi asla mutlu etmez. Gerçek anlamda insan olmak demek; fikirler ve ideallar için yaşamak demektir, hayatımızı istediklerimizin ne kadarını elde ettiğimizle değil yaşadığımız samimiyet, şefkat ve özveri anlarıyla ölçmek demektir. Çünkü sonunda, kendi hayatımızı değerli kılamanın tek yolu; diğer insanların yaşamlarına değer vermektir.”
The Life of David Gale gerçekten düşündürücü bir film.
Adaletin varlığına fazlaca inanmak istediğimiz için mi adaletten şüphelenmeyecek kadar korkusuz yaşıyoruz? Yoksa yaşamları altüst eden haksızlıkların bizi teğet geçişini farkedemeyecek kadar bencil oluşumuzdan mı?
“… Diğer yandan, kurduğu mantık tüm abuk sabukluğuna karşı korkutucuydu. Bundan çok daha gülünç iddialarla insanların darağacına gönderilebileceğini biliyordum. Adalet denen şey bir yalandan ibaretti. İnsanlar suç işledikleri için değil suç işlememesi gerektiği için cezalandırılıyordu. Sistem gaddarca bir caydırıcılık üstüne kurulmuştu. Paris Mahallesi’ndeki birkaç zavallının canını yakıyordunuz, bunu gören diğerleri uslu uslu oturmaları gerektiğini anlıyorlardı. Güçlüler güçlerini korumak için gözlerini kırpmadan insanları harcıyor ve adına da toplum düzeni diyorlardı.” [Alper Canıgüz - Oğullar ve Rencide Ruhlar]
Filmin tüm düşündürücülüğüyle birlikte sürprizlerle dolu kurgusu bir an bile sıkılmanıza izin vermiyor, ‘The Life of David Gale’in her saniyesi dolu dolu geçiyor, kesinlikle izlenilmeli.
“… Diğer yandan, kurduğu mantık tüm abuk sabukluğuna karşı korkutucuydu. Bundan çok daha gülünç iddialarla insanların darağacına gönderilebileceğini biliyordum. Adalet denen şey bir yalandan ibaretti. İnsanlar suç işledikleri için değil suç işlememesi gerektiği için cezalandırılıyordu. Sistem gaddarca bir caydırıcılık üstüne kurulmuştu. Paris Mahallesi’ndeki birkaç zavallının canını yakıyordunuz, bunu gören diğerleri uslu uslu oturmaları gerektiğini anlıyorlardı. Güçlüler güçlerini korumak için gözlerini kırpmadan insanları harcıyor ve adına da toplum düzeni diyorlardı.” [Alper Canıgüz - Oğullar ve Rencide Ruhlar]
Filmin tüm düşündürücülüğüyle birlikte sürprizlerle dolu kurgusu bir an bile sıkılmanıza izin vermiyor, ‘The Life of David Gale’in her saniyesi dolu dolu geçiyor, kesinlikle izlenilmeli.
28 Aralık 2012 Cuma
Henri Cartier Bresson
İlk Paylaşımımızı Fotoğrafçı henri cartier bresson ile başlatalım. Henri Cartier-Bresson (d. 22 Ağustos 1908 – ö. 3 Ağustos 2004), Fransız fotoğrafçı. Belge fotoğrafçılığının önemli isimlerinden biri. Fotoğraf sanatına ilgi duyanların tanıması gereken isimlerden biri. Daha fazla fotoğraf için
Daha fazla bilgi için:
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)